HAREKETLERDE YAVAŞLAMA, TİTREME VE DONUK YÜZ İFADESİ CİDDİYE ALINMALI

YILLARCA SİNSİCE İLERLİYOR

Parkinson hastalığının görülme sıklığı 55-60 yaş üzerindeki nüfusta yüzde 1 civarında. Bu oran sabit olmasına karşın, yaşam süresinin uzamasıyla toplumda yaşlı nüfusunun artması Parkinson hastalarının sayısında da artışa yol açıyor.

Parkinson genellikle 40-70 yaşları arasında görülmekle birlikte 40 yaşın altında da ortaya çıkıyor. Bu hastalık gurubunda genellikle ailesel genetik faktörler rol oynuyor.

Medicana Konya Hastanesi Nöroloji Uzmanı  Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Büyükgöl, “Parkinson hastalığında belirtiler sinsi şeklinde başlayıp yıllar içinde ağırlaşabilir” dedi.

İlk başta çok spesifik olmayan bulgularla; halsizlik, çabuk yorulma, yazmada güçlük ve dengesizlik gibi şikayetlerle başlayabilir. Daha sonra hastalığın tipik motor bulguları ortaya çıkar. Başlangıç aşamasındaki belirtiler genellikle vücudun tek tarafını etkiler ve zaman ilerledikçe her iki tarafa birden yayılır.

  • Bu belirtilerden en önemlisi hareketlerin yavaşlamasıdır. Hastanın yürümesi etkilenir, hastalığın ağır olduğu taraftaki kolu sallamada azlık ve yavaş yürüme görülür.
  • Diğer bir belirti titremedir. Titreme en sık ellerde görülmekle birlikte ayaklarda çenede, dilde de ortaya çıkabilir. Titremenin en belirgin özelliği istirahat sırasında olması ve istemli hareket sırasında kaybolması ya da azalmasıdır.
  • Eklem hareketlerinde katılık, donuk yüz görünümü, postür kaybı, vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, donma da öne çıkar.
  • Hastalığın ileri dönemlerinde denge bozukluğu da tabloya eklenir.
  • Motor dışı belirtilerse kabızlık, pozisyon değişikliği ile kan basıncının düşmesi, depresyon, anksiyete, unutkanlık, uyku bozuklukları huzursuz bacak sendromudur.

Ortadan kaldıracak tedavi yok

Parkinson hastalığının tedavisinde esas amaç hastanın aktif, bağımsız, kendi başına işini yapabilen hale gelmesini sağlamaktır. Öncelikle uygun ilaç tedavisi denenmelidir. Hastanın mevcut bulgularından hangisinin baskın olduğu, yaşı, çalışma hayatı, diğer hastalıkların varlığı tedavinin planlanmasında önemli kriterlerdir. Burada amaç eksik olan dopaminin yerine konulması veya bu maddenin ortamda yıkımının geciktirilmesidir. Deneyimli bir nörolog tarafından klinik takibi yapılmalıdır.

Tıbbi tedaviye yanıt alınamaması, alınan yanıtta belirgin azalma ya da yan etkiler vakayı cerrahi seçeneklere yönlendirir Bunlar arasında beyinde bazı özel çekirdeklere yönelik yakma cerrahisi (talamotomi, pallidotomi) veya özel bazı çekirdeklere elektrot yerleştirerek derin beyin stimulus gönderme (talamik stimulasyon, pallidal stimulasyon ve subtalamik stimulasyon gibi) sayılabilir.

Sinsi ve ilerleyicidir

Semptomlar tedavi altında bile zamanla şiddetlenir. Hastalığın gidişatı kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Kimi yatağa bağımlı hale gelirken, kimi hafif bulgularla hayatını sürdürür. Hangi hastanın ne şekilde seyredeceğini önceden bilmek mümkün değildir.

 

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir