Birinin psikopat olduğunu anlamak mümkün müdür?

Antisosyal kişilik bozukluğu

Artan şiddet olayları, etrafımızdaki insanlara kuşkuyla yaklaşmamıza yol açıyor!  Medical Park Trabzon Yıldızlı Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Haluk Hıdıroğlu, psikopat bir kişiliği bulunanların hangi özelliklere sahip olduklarını anlattı:

“Her psikopat aslında sinirlidir fakat çoğu kendisini saklamakta ustadır. Hümanist, hayvansever, iyi bir arkadaş veya sevgili maskesiyle gezebilir. Akıllı bir psikopatı anlamak zordur. Yüzeysel bir cazibeleri vardır, insanların duygularını sezgisel olarak hissetme ve sömürme konusunda çok yeteneklidirler.

Öncelikle her katil psikopat olmadığı gibi her psikopat da katil değildir. Halk arasında ‘psikopat’ olarak nitelendirilen ‘antisosyal kişilik bozukluğunu’ tanımlayalım. Bu insanlar, başkalarının haklarını umursamama, sık sık yalan söyleme, dolandırma, dürtüsellik, yasal yükümlülüklere uymama, sinirlilik ve saldırganlık, kendisinin ya da başkalarının güvenliğini umursamama, sürekli bir sorumsuzluk halinde olma, yaptıklarına bir kılıf uydurma ve vicdan azabı çekmeme özellikleriyle tanınır.

İnsanların doğuştan mı yoksa sonradan mı bu hale geldikleri tartışmalı bir konudur. Yapılan çalışmalarda bazı özelliklerin genetik olarak geçtiği düşünülmekle birlikte, psikopatlık genetik ve çevresel etkileşimin sonucu da etkilidir.

Çizgi filmlerin şiddetin artışında etkisi büyük

Madde kullanımının artması, suç işleyenlere yeteri kadar ceza verilmemesi, akrabalık, komşuluk ve aile ilişkilerinin bozulması, hızlı fakat kültürden yoksun şehirleşme, kültürel bozulma, şiddetin artma nedenleri arasında… Ayrıca çizgi film ve dizilerde öfkenin görece güzel bir davranış gibi sunulması, suçlu tiplemelerin özendirilmesi, dürüstlüğün, iyi niyetin aptallık gibi sunulması, sakin çocukların ezik damgası yemesi, saldırgan çocuk ve gençlerin aile ya da toplum tarafından çarpık bir anlayışla eleştirilmemesi hatta desteklenmesi, insanların şiddet kullanarak istediğini elde edebileceğine inanmaları gibi pek çok sebep, şiddeti körüklüyor.

Antisosyalliğin en belirleyici özelliği olan merhametsizlik ya da empati yokluğu, maalesef toplumumuza giderek yayılmakta ve daha kötüsü çocuklarımıza da ezilmemeleri için gerekli bir nitelik gibi sunulmaktadır. Giderek daha benmerkezci, sadece çıkarını düşünen, dürtüsel, isteklerine ulaşmak için her şeyi mubah gören, her şeye hakkı olduğuna inanan insanlar olmaya başladık. Bunun kaçınılmaz sonucu ise insanların gücünün yettiği yerde şiddet uygulaması olarak yansımaktadır. Çünkü haklıdır, kimse onun hakkını alamaz.

Antisosyallerin sık kullandığı bir cümle vardır: Haksızlığa tahammül edemiyorum. Aslında kısmen doğrudur. Evet, kendisine yapılan haksızlığa tahammül edemez, fakat kendisinin başkalarına yaptığı haksızlıklar hiç umurunda olmaz. Sadistlik ise kişinin başka canlılara yaptığı eziyetten zevk almasıdır. Bu insanlar güçlerinin yettiği, çocuk, kadın, hayvan, bitki yani canlı ne varsa fırsat bulduklarında eziyet etmekten rahatsızlık duymaz, hatta zevk alır.

Psikopatlar kendisini ustaca gizler

Psikopatlar, başarılı iş adamları, sanatçı, sporcu, bürokrat olarak karşımıza çıkabilir. İnsanların tanıdıkları ise kavga eden, sık hapse giren, madde kullanan, daha az zeki ve daha dürtüsel olanlardır. Oysa banka hortumlayan, insanların parasını toplayıp kaçan, kanunların açıklarından istifade ederek başkalarının haklarını gasp eden, sürekli sevgili değiştiren insanlar toplum tarafından tanınmaz, hatta beğeni kazanır. Başkalarına zarar verirken, yalan söylerken, dolandırırken son derece rahattırlar. Hedeflerine ulaşmak için yardımsever, iyi niyetli, dürüst, efendi rolleri oynarlar.

Yüzeysel bir cazibeleri var

Bir antisosyal başkasını gerçek anlamda sevmez, sadece kendisini sever. Başkasına olan sevgisi ya rol ya da maddi, ruhsal, fiziksel kazanımlarına bağlı bir sevgidir. Bir insanı kısa sürede tanımanın mümkün olmadığını bilmek, şovmen veya çok derin insan havası veren davranışlardan etkilenmemek, yalan söylenmesi, sadakatsizlik, sözünde durulmaması, dürtüsellik, kendini beğenme davranışları olan birinden uzak durmak önerilir. Bu yüzden ister arkadaşlık, ister sevgili ilişkisi olsun bizi zorda bırakacak isteklere mesafeli olmalı ve ‘Hayır’ demeyi öğrenmeliyiz.

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir