Yeni yıla ruhsal olarak nasıl hazırlanacağınızı biliyor musunuz?

Parayla saadet olmayabilir

Yeni yılda karamsarlıktan nasıl kurtulabiliriz, piyangoya umut bağlamak doğru mu? Neden mutlu olamıyoruz? Tüm bu soruların yanıtını Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Medical Park Göztepe’den Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selma Bozkurt Zincir verdi.

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selma Bozkurt Zincir

Tüm parasını piyango biletine yatıranlar, bir gecede zengin olup hayatının değişeceğine ve mutluluğu yakalayabileceğine inanan kişiler… Genellikle çalışıp emek harcayarak, iyi ilişkiler kurarak kendi sosyal çevrelerinde mutlu olamayacaklarını düşünen insanlar… Şöhret, zenginlik, para ile alınabilecek şeylerle mutluluğu eşdeğer görmek, en büyük yanılgı. Evet, parayla eğlencenin çeşidini artırabilirsiniz, ama mutluluğu satın alamazsınız. İnsanoğlu, etrafında her koşulda güvenebileceği dostları, yakınları olduğunda ve samimi ilişkiler kurabildiğinde, hayata dair acı-tatlı ne varsa paylaşabildiğinde mutlu olan bir varlık. Mutluluğu dışarıdan gelecek bir ödül gibi düşünmemek lazım. Mutlu olmayı istemek, emek harcamak ve etrafımızdaki insanlara değer vermekle başlayabiliriz.

Sanal dünyayı bırakıp gerçeğe dönün

İnternetin hayatımıza girmesiyle giderek artan bilgiye ulaşım hızı ve gücü, bizleri insan doğasına aykırı şekilde bir tüketim çılgınlığına sürükledi. Bunda hiç kuşkusuz sosyal medya büyük rol oynuyor. Gözler önüne serilen lüks yaşam tarzları, genel topluma haz odaklı ve emek vermeden hızla her şeye erişme, sahip olma ve tüketmeyi empoze ediyor, adeta normalleştiriyor. Bunun sonucunda insanlar küçük şeylerden mutlu olmayı unutuyor ve parayla satın alınamayan değerlere kıymet vermiyor. 

Günümüzde birçok insan, özellikle de genç yetişkinler, bağ kurma ihtiyacını görmezden gelerek ihmal ediyor. Sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı olmasına rağmen bunun peşine düşmüyor, fakat kendini yemek yemeye, aşırı çalışmaya, interneteve yüzeysel ilişkilere veriyor. Yeni yılda herkese, sosyal medyaya ayıracakları vakti kendi çevrelerindeki arkadaşlarına ve ailelerine ayırmalarını, yüz yüze iletişimin olduğu gerçek paylaşımlarda bulunmalarını öneririm.

Aşk acısı çekenler ne yapsın?

Sağlıklı bir ilişki kendiliğinden yolunu bulur ve gelişir, bir tarafın zorlaması veya aşırı fedakârlığıyla başlayan ilişkiler acıyla bitmeye mahkumdur. Biten bir ilişkinin ardından bir süre yasa benzer bir dönem yaşanması doğal kabul edilebilir. Kabullenmek ve yaşamaya devam etmek yeni ilişkileri de getirecektir. Zamanımızı, enerjimizi ve dikkatimizi bizi dinleyen, her halimize değer veren, daha iyi bir insana dönüşmemiz için destek olan ve varlığını her daim yanımızda hissettiğimiz, güvenilir kişiler için harcamalıyız. Sözlere değil, gösterilen tutum ve davranışlara itibar etmeliyiz. İlgi göstermek adına tüm zamanımızı aşık olduğumuz kişiyle geçirip ilişkiyi kısırlaştırmamalıyız. 

15 dakika iç dünyanızla baş başa kalın

Ruh ve beden sağlığı birbirine bağlıdır. Öncelikle fiziksel sağlığınıza, uykunuza ve beslenmenize özen gösterin. Düzenli egzersiz yapın (örneğin haftada 3 kez 45’er dakika orta tempoda yürüyüş gibi), her gün kendinize iç dünyanızla baş başa kalacağınız 10-15 dakika ayırın. Geçmiş ve gelecek yaşantınız arasında denge kurun, sınırlarınızı tanıyın, hobilerinize ve sosyal ilişkilerinize vakit ayırın, engelleri kabul edin, öfke kontrolünüzü sağlamayı öğrenin, affedici olun, öğrenmeye devam edin.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir