Türk insanı iyi uyuduğunu sanıyor ama çok yanılıyor!

Yataş Bedding Türkiye Uyku Araştırması sonuçları açıklandı

Yataş Bedding, bu yıl 13 Mart’ta kutlanacak olan Dünya Uyku Günü kapsamında önemli bir çalışmaya imza attı. Türkiye’de bu günü ilk kutlayan marka olan Yataş Bedding, ‘Türkiye Uyku Araştırması’ ile ülkemizin uyku alışkanlıklarını gözler önüne serdi.

‘Türkiye Uyku Araştırması’nın sonuçları, Yataş Grup Kurumsal İletişim ve Tanıtım Direktörü Selmin Gündoğdu ev sahipliğinde gerçekleştirilen bir toplantıyla açıklandı. Toplantıda Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin de ‘İyi uyku nedir? Uyku hastalıklarının sağlığımız üzerindeki etkileri, kaliteli uyku için neler yapılmalı?’ gibi konularda önemli bilgiler verdi.

Yataş Grup Kurumsal İletişim ve Tanıtım Direktörü Selmin Gündoğdu ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin

Toplantının açılışında konuşan Gündoğdu, “Dünya Uyku Tıbbı Derneği (WASM) ve Dünya Uyku Federasyonu (WSF), 2008 yılından bu yana sağlıklı uykunun önemini anlatmak, farkındalık yaratmak hedefiyle hеr yıl mart ayında Dünya Uyku Günü’nü kutluyor. Sağlıklı bir yaşamın iyi bir uykudan geçtiğini bilen ve Türkiye’de bu günü ilk kutlayan marka Yataş Bedding olarak biz de bu yıl 13 Mart’ta kutlanacak olan bu özel gün vesilesiyle yaptığımız araştırmayla Türkiye’nin alışkanlıklarını gözler önüne serdik” dedi.

8 saat uyuyoruz!

Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’nin yarısına yakını günde 8 saat uyuduğunu söylüyor. Yatış saati ortalama gece 00.00’ken, kalkış saati ise 07.00-08.00 arasında değişiyor. Orta yaş ve üstü kişiler 7 saatlik uykuyu kendileri için yeterli görüyor. Hafta sonları ise süreler artıyor, 9-10 saati bulabiliyor. Araştırma, ideal süreyi yakalamalarına rağmen Türkiye’nin yarısından fazlasının “Sabahları dinlendim hissi ile uyanıyor musunuz” soruna “Evet” cevabını veremediğini ortaya koydu. Yine “Sabah uyandığınızda enerjik oluyor musunuz” sorusuna da her 2 kişiden 1’i “Hayır” yanıtını verdi.

Araştırmadan çıkan en ilginç sonuçlardan biri de yüzde 83’lük bir oranın uyku sorunu yaşamadığını söylemesi oldu. Uykuyu engelleyen sorunları sorulduğunda ise yüzde 12 horlama, yüzde 3 insomnia (uykusuzluk hastalığı), yüzde 3 huzursuz bacak sendromu, yüzde 1 ise uyku apnesi yaşadığını belirtti. Araştırma, tüm bu sorunları bir problem olarak görmediğimizi ve iyi uyuduğumuzu düşündüğümüzü gözler önüne serdi.

5 kişiden 1’i bel ve sırt ağrısı çekiyor

Türkiye’de 5 kişiden 1’i bel veya sırt ağrısından şikayet ediyor. Bu sorundan muzdarip olan kişiler ise ağırlıkla 35-60 orta yaş üstü kadınlar… Kadınlar bu ağrıları hastalıklara, erkekler ise ağır kaldırmaya bağlıyor.  Bel ve sırt ağrısı yaşayan 4 kişiden 1’i sorunun yatak olabileceğini söylüyor. Ama bu düşünce yaşadığı ağrı kronikleşene kadar insanları yatağını değiştirmek konusunda harekete geçirmiyor.

Uyku probleminin en önemli nedeni stres ve kaygı

Araştırma sonuçlarına göre en önemli problem olarak stres ve kaygı görülüyor. En çok uyku sorununu ise evli, çocuklu ve çalışanlar yaşıyor. Bu kişiler hem iş stresi, hem yaşam ve gelecek kaygısı, hem de küçük çocukların sık sık uyanması ile tam uykuyu neredeyse hiç alamıyorlar. 18-24 yaş arası öğrenciler en az uyku sorunu yaşayan ve en düzensiz uyuyan kitle olarak karşımıza çıkıyor. 25-35 yaş arası yalnız yaşayanlar, yeni evliler ve çalışanlar bu yaşlarda iş stresi veya geçim sorunları nedeniyle uykuya geç dalıp sabah erken ve yorgun uyanıyor. 45 -70 yaş erken yatıp erken kalkıyor ve kısa uyuyor.

Toplantıda konuşan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin ise şunları söyledi: “Hayatımızın üçte birini geçirdiğimiz uyku dönemi, hücrelerimizin yenilendiği, hormon sistemimizin organize edildiği, hafızamızın düzenlendiği bir dönemdir. İyi bir uyku ile hem vücudumuz hem de beynimiz yeni güne hazırlanmaktadır. İnsanların büyük bir yüzdesi 7-8 saatlik, kaliteli bir uykuyla yeni güne dinlenmiş ve uykusunu almış olarak başlar. İhtiyaç kişiye özel, genlerimizle belirlenen bir süreden oluşmaktadır. İnsanların yaklaşık yüzde 8’i altı saat ve altında uykuya ihtiyaç gösterirken yüzde 2’si 10 saat ve üzerinde bir uykuyla sabah dinlenmiş olarak kalkar. Çalışma saatlerimizin fazlalığı, büyük şehirlerde trafik problemi, son yıllarda giderek artan teknolojik aletlerin kullanımı uykuya ait süreyi giderek kısaltmaktadır. Bu duruma kalitesiz uykuya yol açacak horlama ile birlikte giden tıkayıcı uyku-apne sendromu, uykusuzluğa yol açacak huzursuz bacak sendromu, fibromiyalji, sırt ve bel problemleri gibi ağrılı tablolar da eklenince, gündüz faaliyetlerimizi sürdürmemizi sağlayacak enerjiyi ve konsantrasyonu giderek kaybetmekteyiz. Uyku süresinin ve kalitesinin azalması ise kalp-damar hastalıkları, obezite ve kanser gibi birçok hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır. Uykunun sağlıklı olabilmesi için gece uyunan ortamın 17-20 derece arası olması, gürültünün olmaması, mutlak karanlığın sağlanması, kişiye özel yatak, yastık, çarşaf gibi ekipmanların düzgün ve dikkatli seçilmesi gerekmektedir.”

Doğru yatağı seçmek aslında kolay

Türk insanının genel olarak yatak, yastık, yorgan gibi ürünleri satın alırken kendileri için en doğru ürünü seçmekte çok bilinçli davranamadıklarının altını çizen Yataş Grup Kurumsal İletişim ve Tanıtım Direktörü Selmin Gündoğdu, şu açıklamayı yaptı: “Bu süreci tüketicilerimiz için kolaylaştırmak ve en doğru ürünü kolayca bulabilmelerini sağlamak için Smart Match Doğru Yatak Bulma sistemini devreye soktuk. Sadece beş dakika süren bu dijital anket sayesinde müşterilerimiz kişisel bilgileri ve uyku alışkanlıklarına dair soruları cevaplayarak Yataş yatakları içerisinde kendi vücut tipi ve uyku alışkanlıklarına en uygun yatağı kolayca bulabiliyor. Üstelik 120 gün deneme garantisi ile…”

 Yatağa telefonla giriyoruz

Araştırma, günlük hayatımızı esir alan teknolojiden uyumak için hazırlanırken bile uzak durmadığımızı bir kez daha gözler önüne serdi. 2 kişiden 1’i uyumadan önce mutlaka teknoloji kullanıyor. 18-34 yaş grubu yatmadan önce sosyal medyaya göz atıyor, 35-45 yaş aralığındaki evli ve çocuklu kişiler ise yatağa uzandığında telefonla ilgilenmeyi kendilerine ayırdıkları bir süre olarak tanımlıyor. Katılımcıların yüzde 47’si ideal ortamının ılık/sıcak olması gerektiğini söylerken, yüzde 45’i sessiz,  yüzde 41’i ise karanlık olmalı dedi.

Türkiye Uyku Araştırması’nın diğer sonuçları ise şöyle:

  • Katılımcıların yüzde 54’ü uykuyu dinlenmek, yüzde 17’si rahatlık, yüzde 10’u huzur, yüzde 5’i ise ihtiyaç olarak tanımlıyor.
  • 35-60 yaş grubu katılımcılar uykuyu ‘sağlık’, yeni evliler ise ‘mutluluk’ olarak anlamlandırıyor.
  • İyi uyku tanımında ise ilk üç sırada derin ve rahat uyumak, dinlendim ve uykumu aldım hissiyle uyanmak, kesintiye uğramamış bir uyku uyumak yer alıyor.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir