‘Günlük vaka sayılarına göre her 3-4 dakikada 1 kişi hayatını kaybediyor’

‘Dünyada hiçbir salgın hastanede hastaları tedavi ederek sona erdirilmemiştir’

Covid-19, 2.5 milyondan fazla can kaybı ve 120 milyona vaka sayısıyla tüm dünyayı sarstı. Ülkemizdeki vaka sayıları dünyada ilk üç sırada. Ve ilk defa ilk sıralarda yer ala ABD’den yüksek durumda. ABD’de vaka sayıları 10 kat azalmışken, Türkiye’de iki kat arttı. Buna paralel ölümler de artmaya devam ediyor. Günde 350 kişinin yaşamını Covid-19 nedeniyle yitirdiği raporlara yansıyor. Bu hesapla her gün 3-4 dakikada bir kişi Covid-19 nedeniyle yaşamanı kaybediyor.

Prof. Dr. Ersin Akpınar

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Yönetim Kurulu üyesi ve Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ersin Akpınar; “Maalesef toplum, son aylarda salgın hastalıkla mücadele konusundaki öz denetimini kaybetmiş durumda. Şehirlerde yaşayanlar, özellikle hafta sonları artan taşıt trafiğinden bu hali somut olarak gözlemleyebilirler. Salgın karşısındaki kolektif bilinç yoksunluğumuz, salgın yönetimi konusundaki önlemlere uymakta yaşanan hatalarla birleşince; ortaya bu tablo çıkıyor. İçinde bulunduğumuz durum, bilimin rehberliğinden uzaklaşmanın ve bilim insanlarının önerilerini dikkate almamanın sonucudur” dedi.

‘Vaka sayıları düşerken ölümlerin artması salgında 4. yükselmeye işaret ediyor’

Prof. Akpınar, dünyada hiçbir salgının hastanede hastaların tedavi edilerek sonlandırılmadığına dikkat çekti: “Bütün salgınlar Aile Hekimliği/Birinci Basamakta kontrol edilerek sona erdirilmiştir. Vaka sayılarının düşerken ölümlerin artması salgında 4. yükselmeye işaret ediyor. Tam kapanmanın salgın sürecindeki anlamı, toplumu sosyo-ekonomik olarak tam kapatmak anlamındadır. Bu durumda hiçbir işyerinin çalışmadığı, hiç kimsenin evinden dışarıya çıkmadığı, sadece günlük ihtiyaçlar için kendi alanlarında gidilip dönüldüğü ve bütün bunların da denetlenerek uygulanmasıdır.  İlan edilen kapanmanın süresi de salgın kontrolü için çok önemlidir. Covid-19’un kuluçka süresinin 14 gün olduğu düşünüldüğünde en az 28 günlük kapanma olması gerekliliği de göz önünde bulunmalıdır.”

 ‘Aşılama oranı bağışıklığa eşit değildir’

Yüzde 100’ü aşılanan bir toplumda bile aşı etkinliği yüzde 80-90’lardadır. Her yıl o toplumun yüzde 10-20’si duyarlı havuza eklenecek ve virüsün dolaşabileceği yeterli sayıda duyarlı kişi biriktiğinde salgın patlak verecektir. Covid-19’un tamamen ortadan kaldırılması çok uzun zaman alacaktır. Bu nedenle gelecekte muhtemel salgınların önlenmesi için politika geliştirilmesi ve yaşanan bu salgından kazanılan tecrübelerin planlı olarak hazırlıklarımıza dönüşmesi şarttır. Yüzde 85 aşılama oranı x yüzde 80 aşı etkinliği, yüzde 68 bağışıklıktır. Yüzde 80 aşılama oranına ulaşılsa bile toplumun yüzde 32’si duyarlı kalabilmekte ve hastalığa yakalanabilmektedir.

‘Nüfusun yüzde 10’u aşılanabildi’

27 Nisan tarihi itibariyle ülkemizde Covid-19 aşısı

1.Doz uygulanan kişi sayısı: 13.406.215

2.Doz uygulanan kişi sayısı: 8.361.419.

Yaklaşık yüzde 10’luk bir oranda nüfus aşılaması yapıldı. Bunun şu an için yeterli bir sayı olmadığı ve çok hızlı sürede tüm hedef nüfusun aşılanması gerektiği aşikârdır. Destek aşılama çalışmaları için hedef yaş grubunu aşılamak ve aşılama hızının olabildiğince artması çok önemlidir. Bunun için aşılama yerleri ve planı hazırlanarak aile hekimliği birimleri desteklenmelidir” ifadelerini kullandı.

‘Hangi aşı sorusunu karşılayacak bir çalışma dünyada yok’

Prof. Akpınar, “Bu gibi sorulara kesin bir cevap vermek için aynı toplumda rastgele esasına dayalı bir karşılaştırma çalışması yapmak lazım. Böyle bir çalışma yok dünyada. Etkinlikte Pfizer/Biontech önce yüzde 94.5 dedi, ardından yüzde 91.3 olarak belirtildi. Maalesef Sinovac için böyle bir rakam telaffuz edemiyoruz.

Ülkeler kendi sonuçlarını açıkladı, bizdeki yüzde 83 en yüksek değer. Brezilya, yüzde 50 diye açıkladı. Mutant virüse etkinlik çok önemli. Bununla ilgili de Biontech ya da Batı kaynaklı ülkeler aşı çalışmalarına başladı, sonuçlarını açıkladı. Aşı tarihinde yüzde 100 etkili aşı bulunamadı. Sinovac’ın daha az yan etkisi var, Biontech ile ilgili basında çıkan haberlerin nedeninin ise aşı ile ilgili olmadığı gösterildi. Genel anlamda ciddi yan etki olmadığını söyleyebiliriz. ‘Alerjik olanlar Biontech yaptırmasın’ diye bir bilgi dolaşıyor. İki aşı arasında alerji açısından fark olmadığını düşünüyoruz. Aşı sıranız geldiğinde hiç düşünmeden aşılarınızı olun” dedi.

‘17 Mayıs sonrası önlemler ciddiyetle devam etmeli’

Dr. Gürsel Özer

AHESEN Başkanı Dr. Gürsel Özer ise “Geldiğimiz noktada tedbirlerin sıkılaştırılmasını olumlu görmekle beraber en az 4 haftalık tam kapanma uygulamasının ve aşılama çalışmalarının bir arada hızla yapılması gerektiğini düşünüyoruz. İdealde olmasa bile alınan bu önlemlerin heba olmaması için 17 Mayıs tarihi sonrası önlemler yine ciddiyetle devam etmelidir. Geçmiş deneyimlerimizde ki gibi ansızın normale geçiş uygulamasının tüm kazanımlarımızı yok edeceği uyarımızı tekrarlamak istiyoruz.  Aile hekimliği çalışanları olarak üzerimize düşen görevlerin bilincindeyiz ve aşı tedariki sağlanırsa bu konuda azami gayretle üzerimize düşenin fazlasını yapma kararlılığındayız.

Covid-19 salgınının yayılması ve can kayıplarının önüne geçilmesi için:

  • En az 28 gün tam kapanmanın sağlanması
  • Aşılama oranlarını hızlı ve yüzde 70’lerin üzerine çıkarmak için aşı merkezlerinin kurulması
  • 18 yaş üstü herkesin aşılanmasının sağlanması
  • Sınırları kontrol etmek ve ülkeye girişleri takip etmek için erken ve etkili şekilde harekete geçilmesi
  • Enfekte olduğundan şüphelenilen herkese test yapılması, izlenmesi ve temas takibi yapılması
  • Virüsü kontrol altına almak için karantinaya alınanlara maddi destek verilmesi
  • Etkili liderlik gösterilmesi, kamuoyuyla tutarlı ve zamanında iletişim kurulması



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir