Düşük tansiyonu olanlar için yaşamsal tavsiyeler…

Bayılma, vücudun savunma mekanizmasıdır

Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yeşim Yılmaz Can, düşük tansiyonla yaşamanın sırlarını verdi:

“Tansiyon, en basit anlatımıyla atardamarlar içinde kanın yaptığı basınçtır. Atardamarları, bir apartmanın su tesisatı gibi düşünebilirsiniz. Bir merkezi hidrofor sisteminden (kalp) ana boru hattına (aort) pompalanan su (kan), ana hattan ayrılan su boruları (atardamarlar) ile tüm dairelere (organlara) taşınır. Su basıncı düştüğü zaman, önce üst kattaki daireler olmak üzere, tüm bina bundan etkilenir. İlk etkilenecek organ, beyindir.

Beyne giden kanın azalmasıyla sersemleme hissi, dengesizlik, halsizlik, göz kararması; bu durum uzun sürdüğünde bulantı, kusma ve bayılmaya kadar giden şikayetler gelişir. Bunlara duyarsız kalırsanız, vücut kendi önlemini alır ve bayılırsınız. Bayıldığınızda, beyin artık en üst kattaki daire değildir, yer çekiminin etkisi azalır ve beyne kan akımı artar. Yani bayılma, aslında beyni koruyucu bir mekanizmadır.”

Tansiyon ne zaman düşüyor?

Kan basıncının sabit bir değer olmadığını söyleyen Dr. Yeşim Yılmaz Can, hareket etme ya da heyecanlanma gibi durumlarda arttığını belirtiyor. Uzun süre ayakta, sıcakta veya aç kalındığında ve ateşin yükseldiği gibi durumlarda ise düşüyor. Tansiyonu normal olan kişiler, bu düşüşlerini kolay tolere ederken düşük tansiyonlularda yaratabilir. Örneğin tansiyonu 130/80 mmHg olan bir kişinin tansiyonu 110/70 mmHg’ya düşebiliyor ve bu değer herhangi bir yakınmaya neden olmuyor. Bir süre sonra da vücudun düzenleyici mekanizmaları işleyerek tansiyonu normal değerine getiriyor. Oysa tansiyonu normalde 90/60 mmHg olan bir kişide 70/50 mmHg’ya düşmesi yakınmalara neden olabiliyor. Bu nedenle düşük tansiyonlu kişiler, tansiyonu düşüren durumlara daha zor tolere ederler. Ne yazık ki bu durum yüzde yüz çözülebilir bir sorun olmasa da, alınacak bir takım önlemler ile hayat kalitesini oldukça yükseltmek mümkün hale geliyor.

Hipotansiyon nedir?

Büyük tansiyonun 90 mmHg ya da altında olması ve /veya küçük tansiyonun 60 mmHg ya da altında olması hipotansiyon (düşük) kabul edilir.

 Alınacak genel önlemler

  1. Bol su için: Günde 8-10 su bardağı su içmeye çalışın. Su tüketmek, kan hacmini arttırarak, tansiyonun düşmesine engel olacaktır.
  2. Tuz tüketimini artırın: Düşük tansiyonlu kişiler de tuz alımını artırarak, tansiyonlarının biraz daha yüksek seyretmesini sağlayabilir. Normalde önerilen günlük tuz tüketimi 1 çay kaşığı kadardır. Tansiyonu düşük olanlarda ise ihtiyaca göre, tuz 2.5-3 çay kaşığa yükseltilebilir.
  3. Uzun süre ayakta durmayın: Uzun süre ayakta ve özellikle de hareketsiz kalmak, kanın bacaklarda göllenmesine, kalbe az kan dönmesine, kalbin pompaladığı kan miktarının azalmasına ve kan basıncının düşmesine neden olur.
  4. Kademeli doğrulun: Yataktan kalkarken veya uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkarken acele etmeyin. Önce bacakları hareket ettirerek vücudun tansiyonu düzenlemesine zaman verin.
  5. Alkolü az kullanın: Alkol damarları gevşettiği için tansiyonu düşürür.
  6. Sıcaktan kaçının: Sıcak hava, sauna-hamam gibi ortamlardan kaçının. Bunlar damarlarınızı gevşeterek ve aynı zamanda terle vücuttan sıvı kaybına neden olarak tansiyonunuzu düşürür.
  7. Göğsünüzü, boynunuzu, belinizi sıkacak biçimde giyinmeyin: Korse gibi göğsünüzü sıkan kıyafetler, göğüs içindeki basıncı artırarak; beli sıkan kıyafetler bacaklardan kanın rahat dönmesine engel olarak kalbe dönen kan miktarını azaltabilir. Boynu sıkan kravat, sıkı yakalı kıyafetler de kısmen beyne kanın rahat gitmesini engelleyerek ve bazen de şah damarına baskı yapıp, tansiyonu düşürebilir.
  8. Basınçlı çoraplar giyin: Özellikle uzun süre ayakta kalacağınızı bildiğiniz durumlarda ya da varis sorununuz varsa bunlarda çok fayda görebilirsiniz.

  9. Ikınma benzeri hareketlerden kaçının: Öksürük krizi, yüksek ağırlık kaldırma, zorlu üfleme (balon şişirme, müzik aletleri), ıkınma gibi hareketler, göğüs içindeki basıncı artırabilir.
  10. Yatağınızın baş kısmını yükseltin: Yatağınızın baş kısmını 10-15 cm. kadar yükseltmek, kan basıncı ve buna bağlı yakınmaları iyileştirebilir.
  11. Ağır egzersiz yapmayın: Özellikle ağırlık kaldırmak ve uzun süreli ağır egzersizler yapmaktan kaçının. Gün aktif ve ayakta olmak, vücudun tansiyon dengeleyici mekanizmalarının iyileşmesine destek verir.
  12. Sık sık ve azar azar yemek yiyin: Çok miktarda yemek yemek vücudun kan akışını sindirim sistemine yönlendirerek, tansiyonu düşürür ve beyne giden kan akışını azaltır.
  13. Kullandığınız ilaçları ve takviyeleri gözden geçirin: Kullanmakta olduğunuz pek çok ilaç ve bitkisel takviyenin tansiyonu düşürücü etkisi olabilir.
  14. Evde uzun süreli ayakta durma egzersizleri yapın: Her gün, iki kez olmak üzere bir duvara yaslanarak ayakta durun. İlk başta tolere edebildiğiniz süreyle (5-10 dakika) başlayıp, 30 dakikaya kadar arttırın. Ayakta durduğunuzda bayılmaya kadar varan şiddetli şikayetleriniz varsa bu alıştırmayı, evde yalnızken yapmayın. Düştüğünüzde zarar görmeyeceğiniz bir ortamda çalışın.
  15. Doktora başvurun: Şikayetleriniz günlük yaşamınızı etkileyecek kadar şiddetli ve sıksa, mutlaka bir doktora başvurun.

Acil önlemler

Tansiyon düşmesine ait yakınmalar başladıysa, aşağıdakileri uygulayın. Unutmayın, ne kadar erken müdahale ederseniz o kadar iyi sonuç alırsınız.

  1. Ayaktaysanız oturun ya da çömelin.
  2. Oturabilecek durumda değilseniz, bacaklarınızı çapraz yaparak bacak, kalça ve karın kaslarınızı sıkın. El parmaklarınızı kıvırıp, kanca durumuna getirin. Birbirine geçirerek kenetleyin ve ayırmaya çalışır gibi iki yana çekin. Şikayetler geçinceye dek tekrarlayın.
  3. Sert bir kahve ya da çay, soğuk su için.
  4. Şikayetler şiddetli ise, yukarıdaki önerilere rağmen sürüyorsa uzanın, bacaklarınızı altına destek koyarak yükseltin.

 

 

 




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir