- Lüks bir banyo için en iyi duş yağını keşfedin! - 2 Nisan 2024
- Yabani Gül İçerikli Onarıcı Şampuan ve Saç Bakım Kremi - 2 Nisan 2024
- Sıvı altın da denen siyah arı balı özü MFM Age Stop Serum’da - 2 Nisan 2024
Kalbi yoran üç risk: Tuz, şeker, hareketsizlik
Türkiye’de her yıl yaklaşık 100 bin kişi kalp hastalıkları yüzünden hayatını kaybediyor. Beslenme önemli bir faktör ancak hareketsizlik en tehlikelisi.
İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, Türkiye’de ani kalp krizi ve akut koroner sendroma bağlı ölüm oranının Avrupa ülkelerinden daha yüksek olduğunu söyledi. Aslında herkesin basit önlemler alarak kalp krizinden nasıl korunabileceğini anlattı:
Prof. Dr. Hasan Turhan
Ülkemizde insan sağlığını tehdit eden en yaygın hastalıkların başında kalp ve damar hastalıkları geliyor. Neden mi? Çünkü kahvaltıda, poğaça, börek simit, reçel, çikolata kreması, bol tuzlu peynir yiyoruz. Bir de çayımıza şeker atıyoruz. Gün içinde almamız gereken tuz, şeker ve yağ miktarını tek öğünde alıyoruz.
Kahvaltıdaki tehlike
Öğle saatlerinde bol karbonhidrat, akşam ağır yemekler, tatlılar ve porsiyon hesabı yapmadan meyve tüketiyoruz. En büyük sorun ise arabadan inmiyoruz, iki kat için bile merdiven çıkmak yerine asansör bekliyoruz. Bir araştırmaya göre, hem kadınlar hem de erkekler günde altı saatini oturarak geçiriyor. Spor alışkanlığımız yok. Üzerine bir de stres ve sigara tiryakiliği eklenince koroner damarlar daralıyor, tıkanıyor ve kalp isyan ediyor. Sonuç: Her yıl 100 bin kişi kalp krizinden hayatını kaybediyor.
Baş dönmesi ve kusmaya dikkat
Kolesterol yüksekliği, diyabet, hipertansiyon ve şişmanlık, kalp krizini yüzde 90 oranında etkiliyor. Krizin en önemli belirtisi, göğüs ağrısı. Mide ile çene arasında göğüs kemiğinin üzerinde baskı, sıkışma ya da yanma şeklinde oluyor. Çeneye, kollara ya da sırta yayılabiliyor. En az 3-5 dakika sürüyor. Göğüs ağrısının yanında nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, bulantı, kusma, terleme de gelişiyor.
Kardiyoloji uzmanının muayenesini takiben EKG, ekokardiyografi ve efor testi gibi ön değerlendirmeler sonrası kalp damar hastalığı şüphesi olan hastalarda yapılacak koroner anjiyografi ile tanı netleştiriliyor. Hastalığın ciddiyeti ve yaygınlığına göre ilaç tedavisi, balon anjioplasti ve stent işlemi ile damarın açılması ya da koroner bypass cerrahisi sunuluyor.
EECP tedavisi nedir?
Koroner damarlarda ciddi darlıklar tespit edilip, stent ya da cerrahi tedaviye uygun olmayan hastalara doğal bypass EECP tedavisi önerilebiliyor. Özellikle damar hastalığına kalp yetmezliği de eşlik eden hastalar için uygun bir seçenek. EECP tedavisi, vücudun belden aşağısına kalp atışları ile uyumlu ritmik bir masaj uygulayarak yapılır. Haftada altı gün, günde bir saat olmak üzere toplam 35 saattir.
EECP tedavisinden sonra hastaların;
- Göğüs ağrıları yok olur
- İlaç kullanımları azalır
- Fonksiyonel kapasiteleri artar
- Yaşam kaliteleri yükselir
- Cinsel fonksiyonlarda düzelme sağlar
Kalp hastası olmak kader değil!
Şekerden uzak durun: Vücudunuz zaten gıdalardan şeker ihtiyacını karşılıyor. ‘Şekerim düştü’ gibi bahanelerle çikolata, tatlı, bisküvi yemeyin.
Tuzu ölçülü tüketin: Paketli ürünlerin etiketlerini incelemeyi unutmayın, sofraya tuzluk koymayın, az tuzlu peynir ve zeytin alın.
Dengeli beslenin: Ömür boyu diyet yapamazsınız. Ancak her gün, salam-sucuk, pilav, makarna, ekmek, kırmızı et veya kızartma tüketmeyebilirsiniz. Yağsız veya az yağlı, süt ve süt ürünleri tercih edin. Meyve tüketiminiz günde beş porsiyonu geçmesin. Kısacası karbonhidrat, protein ve yağ dengesini gözetin.
Bol bol yürüyün: Spor salonlarında saatlerinizi geçirmek zorunda değilsiniz. Günde en az bir saat yürüyüş yapın.
Stresten uzak durun: Ofiste küçük molalar verin. Temiz havaya çıkın, müzik dinleyin, sizi strese sokan konuları düşünmeyin. Yolda geçirdiğiniz süreyi kitap okuyarak değerlendirin. Hemen eve gidip TV başına geçmek yerine, açık havada dolaşın. Kaygılı bir yapınız varsa, psikolojik destek almayı düşünün.
