Burun ameliyatı kişinin fiziksel karakterini bozmamalı

Asıl hedef doğal bir görünüm olmalı

Anadolu Sağlık Merkezi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil İbrahim Canter, “Plastik cerrahiye başvuran hastaların büyük bir kesimi estetik talepleriyle başvururken; nefes almayla ilgili şikayetlerini de paylaşıyor. Zaten esas şikâyeti nefes alma problemi olup, estetik bir talebi bulunmayan hastaya ameliyat önerilmesi etik bir yaklaşım değildir” dedi.

Burun ameliyatından sonra ortaya çıkan sonuç, kişinin yüzünün geri kalanıyla uyumlu olmalı. Hasta ailesel ve ırksal karakterini de tamamen kaybetmemeli. Ameliyat sonrası asıl hedef, en doğal sonucu elde etmek olmalı.

Sosyal medya ameliyatları artırdı

Son yıllarda burun estetiği ameliyatları arttı. Bu durum, sosyal medyanın yaşantımızda yarattığı etkiyle ilişkili. İnsanlar ameliyatlarını ve sonuçlarını bu platformlarda paylaştıkça; toplumdaki diğer bireylerin farkındalığı da yükseliyor. Ayrıca ameliyatı yapan hekimlerin aynı mecralarda bilgi amaçlı yaptıkları paylaşımların da bu artışa kuşkusuz pozitif bir etkisi oluyor.

Yüz gelişimi tamamlanmadan burun ameliyatı olunmamalı

Burun aynı zamanda gelişme çağında yüzün büyüme merkezlerinden biridir. Bir başka deyişle, yüz gelişimi tamamlanmamış bireylerde yapılan burun ameliyatının özellikle üst dişler ve yüzün orta kesiminde büyüme geriliğine yol açma riski taşıdığını da belirtelim. Bu nedenle kemik gelişiminin tamamlanması beklenerek; kızlarda 16, erkeklerde 18 yaşından önce burun ameliyatı yapılması doğru olmayacaktır.

Ancak, eğer tıbbi sebeplerle daha önce yapılması gerekirse, kemik gelişiminin hangi aşamada olduğunun el bilek filmiyle değerlendirilmesi gerekir. Gelişim devam ediyorsa mümkün oldukça kemik yapılara müdahale edilmeden ameliyat tamamlanmaya çalışılmalı. İleri yaş grubunda bir sınırlama yok ancak kişinin eşlik eden kronik hastalıkları göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması en sağlıklısıdır. Ayrıca ilerleyen yaş ile burundaki büyümenin düzeltilmesi için aşırı kıkırdak alınmasından da kaçınmak gerekir. Çünkü ilerleyen yaşlarda derinin de kalınlaşabileceğini göz önüne alırsak, aşırı alınan kıkırdaklara bağlı olarak burun desteğini kaybettiğinde bu ameliyatların solunum güçlüğüne neden olma ihtimali ortaya çıkacaktır.

Elinde fotoğrafla gelen hastaya garanti verilmemeli

Bu aşamada en doğru yaklaşım, hastanın genel sağlığını riske atmadan yapılabilecekleri ve olası sonuçları anlatmaktır. Örneğin elinde fotoğraf ile gelen bir hastaya, burnun aynısının yapılmasının garanti edilemeyeceği söylenmeli. Kişinin yüzüyle uyumlu oranlara ulaşıldığında burnun güzel bir görünüme sahip olacağının altı çizilmeli.

İyileşme ameliyata göre değişebiliyor

Sadece burun ucuna müdahale edilen hastalarda iyileşme süreci çok hızlı olup, burun üzerine alçı konulmuyor. Kemiklere işlem yapılan hastalarda süreç, 7-10 gün arasında değişiyor.  Nefes almayla ilgili problemleri olup; burun içinde burun etlerine veya burun orta kıkırdağına da işlem yapılan hastalarda ise burun içine silikon tamponlar yerleştirmek gerekebilir. Tüm bu farklılıklara rağmen; hastalara yaklaşık iki hafta içinde yüzdeki şişliklerin önemli ölçüde gerileyeceği, tüm atel ve tamponların çıkarılacağı, olası morlukların yok olacağı bilgisi verilir. Ancak doku iyileşmesinin 6-12 aya kadar devam edebildiğini unutmamak gerekir. Bu süre zarfında; burun mutlaka travmalardan korunmalı, aşırı sıcak veya soğuğa maruz bırakılmamalı. Gözlük kullanımının burunda eğriliğe sebep olabileceği bilgisi hastalara mutlaka daha önceden söylenmeli.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir